Anlamlandırılmayı Bekleyen Yaşamlar ve Yeni Başlangıçlar

İnsanın hayatının belirli bir dönemi, ait olmaya çalışmakla ve ne yaptığını sorgulamaya fırsat kalmadan, oradan oraya koşuşturmakla geçiyor.

Bu dönemde seçimleri ben yaptın sanıyorsun ama sana yutturulan hapla şaşkın şaşkın yaşayıp gidiyorsun. Direksiyon sende  gibi gözükse de otomatik pilotta, ortalama şartlarda gidiyorsun işte.

İşin garip yanı ise, sen bu yarı sürüklenir gidişte kendini rahat sanıyorsun. 

İyi kötü yapıyoruz işte!

Bir şekilde oluyor!

Kısmet!

Ve de Hayırlısı! İle geçen ömürler var.Ömürlerimiz var.

Yaşamın anlamı, daha fazla almak, daha çoğuna sahip olmak, alıp biriktirmek, harcamayıp saklamak ya da bol bol harcamak arasında bir yerlerde gibi duruyor. Sorgulanamadan, böylece kabul ediliyor.

Yaşamın anlamı daha fazla almak ise o zaman bu anlam baya elle tutulur, gözle görünür somut bir şey oluyor. 

Oluyor da ben nereden satın alacağım o halde, neyse parası bilinsin, insanlar da orada burada arayıp sefil olmasın, gerekirse taksit taksit ödeyelim de alalım! 🙂

Böyle bakınca bu kadar komik gelen şeyi, yaşarken aynen böyle yaşıyoruz.

Bu yuttuğumuz hapın adı “algı tutulması”.

Bir şeyi bir kere öğrendik ya, çok yoğun hayatlarımızda sorgulayacak fırsatımız olmadığı için kabullenip “olduğu kadar yaşamak” kolayımıza geliyor.

Her birimiz, birbirimizden o kadar farklıyız ki, tek bir tanımla aynı çatı altında toplanmak neredeyse imkansız. İlle de tek çatı olacaksa onun adı bir tek İNSAN olmak olabilir.

Bu farklılıklar denizinde yaşamlarımızın anlamı da bize özel olacak, yani;

Yaşamın anlamı daha fazla almak değil, daha fazla BEN olmak, olabilir.

Aralık ayı gelip çatınca en güzel ajandalar, birbirinden renkli ve süslü kalemler ortaya çıkar ve başlanır liste yapılmaya;

-bu yıl yapmak istediklerim?

-nereler gezilecek nerelere gidilecek?

-yeni nelere başlanacak?

-neler bırakılacak?

-okunacak kitaplar neler?

Liste uzar gider, ta ki 1 Ocak sabahı olana kadar.

1 Ocak sabahı yeni yıl gelmiştir ve listeye yeni madde ekleme süresi dolmuştur.

Ve ancak yeni bir Aralık ayında hatırlanmak üzere, liste çekmecedeki yerini alır.

Tabii herkesin listesi kendine güzel ona şüphe yok, ama benim bu yıl için farklı bir önerim olacak.

Bu yıl keşfedilecek her şey “ben”le ilgili olsun, gidilecek bütün yollar “beni daha iyi tanıma”ya çıksın,

listemin başlığı “BENİM Yeni Sürümüm” olsun,

içeriğinde benim güçlü yanlarım ve gelişim alanlarım yazılı başlıklar olsun ve ben her ay kendimi değerlendirip keyifle bunları doldurayım.

2017’de bir değişiklik olsun, 

BEN’im en önemli işim BEN olayım.

Write a comment